Palamutbükü

PALAMUTBÜKÜ’NDE TATİL

Palamutbükü, denizi, adası, oksijen deposu havası, ve uzun sahili ile sakin ve huzurlu bir tatil için tercih edebileceğiniz eşsiz bir yerdir. Palamutbükü, Datça Yarımadasında bulunmaktadır ve Datça merkezden yaklaşık 25km uzaklıktadır. Datça Yarımadasının uç kısmında bulunan Knidos Antik Kenti, Palamutbükü’ne kadar gelmişken mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Knidos Antik Kenti Ege ve Akdeniz’i birbirinden ayıran burunun olduğu yerdedir. Palamutbükü, Datça Yarımadasının güney kısmında, yani Akdeniz tarafındadır. Palamutbükü’nde sahil boyunca restoranlar ve sahil işletmeleri konumlanmıştır. Gündüzleri plajda deniz keyfi yapabilir ve akşamları da sahil turuna çıkabilirsiniz. Palamutbükü’nün şirin bir tekne barınağı vardır. Kışın çoğunlukla balıkçı tekneleri bulunsa da, yazları yatlar, kotralar ve guletler tarafından doldurulmaktadır.

“Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça yarımadasına bırakır” – Strabon

Palamutbükü’nün Tavşan Adası adı verilen küçük bir adası bulunmaktadır. Palamutbükü’nün bitişiğinde bulunan Akvaryum (Gerence) mutlaka görülmesi gereken, hatta uğramışken yüzülmesi gereken muhteşem bir büktür.

Palamutbükü yazları oldukça sıcaktır, ancak nem oranı çok düşüktür ve bundan dolayı sıcaktan bunaltmayan muhteşem bir havası vardır. Palamutbükü’nün iç kısımları badem ve zeytin ağaçlarını barındırmaktadır. Ayrıca çevre köylerde ve Palamutbükü yolu boyunca badem ve zeytin ağaçlarını görebilirsiniz.

Eylül’de Palamutbükü

Neden Eylül? Çünkü Eylül kavurucu sıcakların yerini ılık havaya bıraktığı, denizin çarşaf gibi olduğu, okulların açılmasıyla Palamutbükü’nün kendini sakinliğe bıraktığı bir aydır. Üstelik Eylül ayından itibaren oda ve apart fiyatlarımız indirime girmektedir, böylece hem mekanın hem fiyatların mutluluğunu birlikte yaşarsınız.

Eylül ayında Palamutbükü’nde hava sakin olur, deniz oldukça ılık ve dalgasız olur. İmkanı olan herkesi Eylül ayında Palamutbükü’ne bekliyoruz.

 

Knidos

Knidos önce bugünkü Datça ilçe merkezinin 1.5 km kuzeydoğusunda Dalacak burnu üzerindeki Burgaz mevkiinde kurulmuştu. Sonra Yarımadanın batı ucundaki Tekir Burnu üzerine taşındı.

Knidos; bilim, mimarlık ve sanatta da oldukça ileri bir kentti. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus, doktor Euryphon, ünlü ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos burada yaşadı.

Doktor Euryphon ve öğrencileri zamanının ikinci büyük tıp okulunu Knidos’ta kurdular. Eudoksus’un geliştirdiği ve dönemin büyük buluşu olan güneş saati, ören yerinde bugün de görülebilir.

Tarihçi Strabon kenti kıyıdan Akrapolise doğru yükselen bir tiyatroya benzetir. İç ve dış limanı ikiye ayıran yarımada üzerinde özel binalar, iç limanın üzerinden Akropolis’e hafif bir eğimle yükselen yamaçlarda oluşturulan setlerde ise topluma hizmet veren binalar kurulmuş. Doğu batı yönünde uzanan 10 metre genişliğindeki 4 ana cadde setler üzerinde düz olarak yerleşmiş, caddeler arasındaki bağlantı ise merdivenlerle ve eğimli dik sokaklarla sağlanmış.

Knidos’ta tekneler

Şehir 4 km’yi bulan surlarla çepeçevre sarılmış. Askeri liman ile Akropol arasında ve güneydeki ticari limana kadar geniş bir alanı kaplıyor.

Deveboynu olarak bilinen yarımada eskiden adaymış. Baş kısmı karaya bağlanarak her iki yanında suni liman oluşturulmuş. Dolgu alanına da geçişte kullanılmak üzere bir kanal açılmış. Kuzey limanı askeri amaçla kullanılıyor, her iki yanında yuvarlak kontrol kulesi bulunuyor ve ağzı zincirle kapatılıyordu. Kontrol kulelerinden güneyde olanı bugün ayakta. Güneydeki iç liman ise daha büyük ve ticari gemilerin yanaştığı limandı.

Knidos’un biri 20.000 diğeri 5.000 kapasiteli iki tiyatrosu var. Güneyde, ticari limanın yakınındaki küçük olanı. Akropoldeki büyük tiyatro ise, taşları ve mermerleri 19. yüzyılda gemilerle götürüldüğü için bugüne ulaşamamış.

Ören yerinin en güzel noktası, her iki limana hakim konumdaki Afrodit Tapınağı’dır. Yuvarlak planlı tapınağın çapı 17 metreydi. Afrodit heykeli tapınağın ortasındaydı. Kapılar heykele açılıyordu. Şimdi heykelin sadece kaidesi görülüyor.

Knidos antik kentindeki bazı antik kalıntılar

Ören yeri gezisinin ilginç noktalarından biri de Mevsimleri ve zamanı gösteren güneş saatidir. En tepede Apollon Tapınağı var ve kent oraya doğru bir tiyatro gibi yükseliyor. Aşağıdaki Tiyatronun hemen üzerindeki Korint Tapınağı mimar Stratos’un eseriydi.

Apollon tapınağına giden yolun ortasındaki terasta bulunan Dor tapınağı üzerine erken hristiyanlık döneminde kilise yapılmış.

Ören yerine yapılan kiliselerin renkli mozaiklerle kaplı tabanları bugün de görülebiliyor. Kurtarma kazıları 1996’dan beri sürdürülen ve bugüne kadar üçte ikisi tamamlanan Stoa, MÖ 3. yüzyılda Knidos’un ünlü mimarı Sostratos tarafından yapılmış. 113 metre uzunluk ve 16 metre genişlikteki yapıda 5×3.80 m.lik küçük odalar meydana getirilmiş. Odaların hepsi güneye meydana açılmaktaydı.

Kentte yapılan kurtarma kazılarından buluntular ören yerindeki küçük müzede sergileniyor.

Kaynak: Vikipedi